Bakırköy Masaj Salonu

Bakırköy Masaj Salonu

Bakırköy Masaj Salonu “Okuması zor bir adam ama imkânsız değil.” Grace kahvesinin geri kalanını içip fincanı masaya koydu. “Niyetinin kötü olmadığını biliyorum fakat bana bir daha birisini ayarlamaya kalkma, en azından yaşamımı bir düzene koyana kadar.” Kalktı. “Ben artık kaçayım. Biraz market alışverişi yapmış olup arkasından da danışmanımla öğle yemeği için buluşmam gerek. Bugün plan yapmaya başlamış olalım diyoruz.” “Seni hayatının kariyerine götürecek bir strateji bulamazsan ne yapacaksın?”

“Danışmanımı kovacağım.” Nefes Al 107 race alışverişi bitirip evine gitmek üzere direksiyona geçti ğinde yağmur çoktan durmuştu. Fakat hâlâ yerinde duran yağmur bulutlan havayı parlak bir griye boyamış, kış günü güneş gözlüksüz dışarı çıkmayı imkânsız hâle getirmişti. Göl kenarındaki evinin önünde duran havalı gümüş renkli sedan arabayı daha önce hiç görmemişti ama koltukta oturan sarı saçlıı oldukça iyi tanıyordu. Nyla Witherspoon. Önce kasabanın polis şefiyle görüşme, şimdi de Nyla’nın ziyareti.

Bakırköy Masaj Salonu

Bakırköy Masaj Salonu Gün hiç iyi başlamamış, hiç de iyi gitmiyordu. Duruma uygun bir olumlama bulmaya çalıştı fakat aklına aslabir şey gelmedi. Arabasını durdurup kendini zihinsel olarak bu karşılaşmaya hazırlamaya çalıştı. Nyla sedan arabanın içinden fırladı. Biraz güler yüzlü olsa bir elf kızı benzer biçimde güzelleşecek ince keskin yüz hatları olan tatlı bir çekiciliğe sahipti. Fakat gülmediği zamanlarda -ki Grace’e nazaran genel anlamda öyleydi- bir cadıdan farkı yoktu, bir tek süpürgesi ve sivri uçlu şapkası eksikti. Gözlerinde J ayne Ann Krentz fokurdayıp duran öfke, açık ki derinlerde bir yerlerden geliyordu.

Tam Grace otomobilinın kapısını açtığında Nyla karşısına dikiliverdi. “Burada, Cloud Lake’de saklanabileceğini mi sanmıştın yoksa?” Nyla’nın güneş gözlüklerinden gözlerini okumak imkânsızdı ama öfkesi sesinden belli oluyordu. “Seni bulamayacağımı mı sanmıştın?” “Beni aramış olduğunı bilmiyordum,” dedi Grace. Gözlüklerini çıkardı. “Keşke önce bir telefon etseydin. Ne istiyorsun, Nyla?” “neden geldiğimi biliyorsun. Babamın parasını istiyorum, bana kalması ihtiyaç duyulan parayı.” “Sana daha önce de söyledim, bende değil.” “asılsız söylüyorsun. Babamın şirketinden zimmetine para geçirdin. Muhtemelen yurtdışında bir hesaba aktarmışsındır.”